“Geldiğimiz noktada teknoloji her sanayi açısından çok önemli ve oldukça dar bir insan grubunca yapılıyor. Eğer kolektif olarak yapmaya karar verilirse, görece oldukça az insanla birçok şeyi durdurabilirsiniz”
Teknoloji İşçileri Birliği, Körfez Bölgesi’nde [1] teknoloji işçilerinin örgütlenmesi açısından önemli bir merkez. Üyeleri 2017 yılı Ocak ayında Trump’ın danışmanı Peter Thiel’in kurucu ortak olduğu, çeşitli federal kurumlara göçmenleri izlemek ve sınır dışı etmek için yardım eden veri çözümleme firması Palantir şirketinin Palo Alto genel merkezinin dışında bir protesto gösterisi düzenlenmesine destek oldular. Örgüt Körfez boyunca eylemler ve kampanyalar düzenlemeye devam ediyor.
Matt Schaefer ve Kristen Sheets Teknoloji İşçileri Birliği üyesi. Schaefer şu an Loconomics Kooperatifi’nde kullanıcı deneyimi tasarımcısı ve mühendis, Sheets ise teknoloji işçisi ve Uluslararası Sosyalist Örgüt’te sosyalist aktivist. Bu mülakatta, Logic kurucu editörlerinden Ben Tarnoff’la Trump yönetimi altında teknoloji örgütlenmesinin önündeki engelleri ve fırsatları konuşuyorlar.
Bu görüşme Logic editörlerinin derlediği Trump’a karşı yükselen teknoloji direnişi dalgasının tarihçesini yazan yakında çıkacak olan Trump’a Muhalif Teknoloji kitabında yer alıyor.
Ben Tarnoff: Teknoloji İşçileri Birliği nedir, ne zaman kuruldu ve neler yapıyor?
Matt Schaefer: Teknoloji İşçileri Birliği Körfez Bölgesi’ndeki teknoloji alanındaki ilericiler için bir yuva. Herkesin gönüllü olarak katıldığı bir topluluk örgütlenmesi. Etkin katılımcılarımız arasında teknoloji sanayindeki işçiler, yerel işçi sendikalarından üyeler, topluluk örgütleyicileri ve dostlar var.
Her ne kadar doğrultumuz zamanla gelişse de iki yıl önce Körfez Bölgesi’ne yeni gelen teknoloji alanındaki ilericilerle, mevcut topluluk üyeleri ve örgütleri arasında bir bağlantı noktası oluşturmak amacıyla küçük bir grup olarak başladık.
Teknoloji alanının topluma katılımı genellikle şirketler aracılığıyla, toplumsal sorumluluk takımları ve yöneticileriyle oluyor. İşçiler için bir ses olmak ve görev üstlenmek istiyoruz. İşçilerin farklı bir bakış açısına sahip olduğunu ve kendi topluluklarıyla şirketlerinin yapamayacağı veya yapmayacağı şekillerde ilişki kurmak istediklerini düşünüyoruz.
Geçtiğimiz güze kadar temel odak noktamız Silikon Vadisi’nin görünmez iş gücü denilen, Vadi’deki büyük teknoloji kampüslerinde çalışan, ancak yaşanabilir ücretten, takdirden ve işine ilişkin söz söyleme hakkından yoksun binlerce taşeron hizmet işçisi, yani hademe, aşçı, güvenlik görevlisi ve diğerleri hakkındaki bilinci arttırmaktı.
Son zamanlarda diğer şeylerle birlikte Palantir’in daha şeffaf, daha fazla hesap verebilir olmasını ve Trump’ın gündemini reddetmesini talep eden mitingleri ve güvenlik görevlilerinin sendikalaşmasını desteklemek için Uluslararası Hizmet İşçileri Sendikası Batı Birleşik Hizmet İşçileri ile işbirliği yapıyoruz.
Ben Tarnoff: Basmakalıp düşünce teknoloji işçilerinin ya apolitik ya da liberter eğilime sahip olduğu şeklinde. Bu deneyimlerinizle uyuşuyor mu? Teknoloji alanında sol kanat politika seçmenleri var mı?
Kristen Sheets: Teknoloji işçilerini örgütlemeye yönelik ideolojik güçlükleri önemsizleştirmek istemiyorum. Ancak, seçimden bile önce, teknoloji işçileri arasında yeni bir toplumsal bilinç ruhunu kesinlikle farkettim. Fakat teknoloji işinin daha az arzulanabilir boyutlarıyla da ilgisi var.
Herkes masa tenisinden, bedava yemekten ve çılgın yararlardan haberdar. Duymadıklarıysa zahmetli çalışma saatleri ve bu şirketlerde çalışan insanların aslında o şirketin çalışanı olmadığı, taşeron oldukları gerçeği. Taşeronlar arasında yalnızca bu teknoloji kampüslerindeki hizmet işçileri, hademeler, kafeterya personeli, otobüs şoförleri, vb. değil, ayrıca mevkidaşlarıyla aynı işi yapan fakat çok daha düşük ücretler alan, aynı yararlara sahip olmayan ve iş güvenliğinden mahrum büyük bir tam zamanlı beyaz yakalı işçiler katmanı da var. Örneğin işten çıkarıldıkları sıklıkla bir gün önce söyleniyor.
Ücretli teknoloji işçilerinin bile karşılaştığı engeller var. Eğer San Francisco’da yılda 100 bin dolar maaşlı bir bilgisayar programcısıysanız ve şehrin merkezine yakın bir yerde yaşamak istiyorsanız, tek yatak odalı bir dairenin ortalama kirası aylık 3 bin dolar civarında, ki bu muhtemelen net aylık maaşınızın yarısından fazla. Kesinlikle bu kadar gelire sahip olmayan ezici çoğunluk için durum çok, çok daha kötü. Ancak bunun teknoloji işçileri için zihin açıcı bir deneyim olduğunu da düşünüyorum.
Altı basamaklı maaşa sahipler ancak yine de ne tasarruf edebiliyorlar ne de çalıştıkları şehirde yaşayabiliyorlar. Sıkı çalışıyorlar ve iyi para kazanıyorlar ancak çok başarılı olamıyorlar, çünkü San Francisco’da her zamankinden daha fazla milyarder var. Bu radikalleştirici bir güç. Bernie Sanders’in teknoloji işçileri arasında bu nedenle böyle bir rezonans yakaladığına inanıyorum.
Ben Tarnoff: Ve şimdi muhtemelen çok daha fazla teknoloji işçisi için radikalleştirici olacak olan Trump var, özellikle de sanayi liderlerinin ona karşı durmakta başarısız olduğunu gördükleri için. Teknolojide çalışan insanların Trump’a yönelik en büyük korkusunun ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Matt Schaefer: Her zamanki gibi yeni bir yönetim söz konusu olduğunda en vahim koşulda kalanlar ötekileştirilmiş kitledir.
Silikon Vadisi’ndeki teknoloji şirketlerindeki işçiler arasında, çoğunluğunu renkli insanların oluşturduğu sözleşmeli hizmet işçileri de var. Silikon Vadisi’ndeki sendikalaşmamış hizmet işçilerinin genellikle bütçelerine uygun sağlık hizmetlerine erişimleri yok. Trump sağlık reformu yasasını iptal etmeye ant içti, bu durumu daha da kötüleştirecektir. Ve şimdi sendikalar da ülke çapındaki “çalışma hakkı” yasası olasılığına yönelik kaygılanıyorlar, bu yasa sendikaların kaynaklarını etkili bir şekilde tahrip edecektir. Teknoloji işçilerinin bu mücadelelerde hizmet işçilerini desteklemesi gerekiyor.
Silikon Vadisi kucaklayıcı bir çalışma kültürü yaratmakta ve çok çeşitli bir beyaz yakalı işgücü oluşturmakta başarısız oldu. Teknolojideki kadın, renkli ve LGBT işçiler zaten mevcut zor koşullarda çalışıyorlardı, şimdi de Trump’ın modeli ve açık kadın düşmanlığı, ırkçılık ve yabancı nefreti kışkırtıcılığıyla da mücadele etmeleri gerekiyor.
Üstelik Amerika’daki çoğu teknoloji işçisi vizeyle buradalar, hatta bazıları Trump’ın göçmen talimatlarının hedefindeki ülkelerden geliyorlar. Şimdi de artan belirsizlik ve istikrarsızlıkla da baş etmeleri gerekiyor.
Bunun karşısında teknoloji işçilerinin fazladan ihtiyatı da sürdürmeleri gerekiyor. Yaptıkları iş yönetim tarafından kullanıldığında açıkça konuşacak ve direnecek cesareti toplamaları gerekiyor. Trump teknoloji olmadan bir Müslüman sicil kaydı oluşturamaz. Teknolojinin birtakım desteği olmadan gözetim araçları geliştiremez. Teknoloji olmadan bütün belgesiz göçmenler kitlesini hedefleyemez.
Ben Tarnoff: Fakat bu araçları geliştirmeyi reddetmenin teknoloji işçileri açısından kimi sonuçları olabilir. Trump’a karşı örgütlenme söz konusu olduğunda, teknoloji işçilerinin ne kadarı işverenlerinden gelecek olası bir misilleme konusunda kaygılılar?
Matt Schaefer: Bana misilleme konusunda kaygı duyduğunu, açıkça konuşmalı mıyım veya basın üyeleriyle kayda geçen konuşma yapmalı mıyım diye soran işçilerle karşılaştım. Belki de mutlaka işten atılacakları konusunda kaygı duymuyorlardı. Fakat terfi edilmemekten veya aynı düzeydeki akranlarının alacağı ücret artışlarını alamamaktan kaygılanıyorlardı.
Ayrıca teknolojideki işçiler aynı şirkette uzun süreler boyunca kalmıyorlar, bunun anlamı sürekli yeni iş arayışında olduklarıdır. Onların gelecekte çalışmayı düşündükleri şirketlerin halkın önünde açıkça konuşma veya açık bir örgütlenme geçmişine iyi bakmayacağı konusunda kaygılı olduklarını görebiliyorum.
Bu kaygıları anlıyorum ve ben de uğraşlarımın gelecekteki istihdam olasılıklarını nasıl etkileyebileceğini düşündüm. Bununla birlikte teknoloji işçilerinin en azından şu soruyu sormalarını da istiyorum: olası bir işveren, haklı olan bir konuyu savunduğunuz için sizi işe almak istemiyorsa, o şirkette gerçekten çalışmak ister miydiniz?
Herkes bu soruyu sorma ayrıcalığına sahip olmayabilir ama çoğumuzun var. Açıkçası bazı teknoloji işçilerinin, örneğin mühendislerin, şu an oldukça fazla baskı gücü var. Açıkça konuşmaları için umduklarından daha fazla olanakları var. Herhangi bir işe alım müdürüne sorabilirsiniz, iyi mühendislerin yerine başkasını bulmak gerçekten de pahalıdır.
Kristen Sheets: Bazı şeyler diğerlerinden daha güvenli, farklı insanlar için daha güvenli. Belgesiz sözleşmeli bir işçinin durumu, ücretli yurttaş işçinin durumundan çok farklıdır.
Fakat Trump’a karşı öfke oldukça geniş. Trump’tan hoşlanmamak tartışmalı bir durum değil, halbuki her ne kadar politikalarından bazıları Trump’ın şimdi peşinde koştuklarıyla oldukça aynı eksende olsa da, Obama’nın aleyhinde konuşmak çok daha tartışmalıydı.
Sanırım bunun oldukça yardımı dokunuyor. Trump’ın bir yetkisi yok. Genel seçimlerde oy kullanmama ve Hillary Clinton için oy kullanma seçeneklerinden sonraki üçüncü gözde seçenekti. Sanırım bu insanları cesaretlendiriyor ve görüşlerinin kendilerini ötekileştireceği korkusunu daha az hissetmelerine yol açıyor.
Ben Tarnoff: Zaten teknoloji işçilerinin şirketlerini Trump’la işbirliğini reddetmeye zorlamak için bir dizi taktik benimsediklerini gördük. İleriye doğru en etkili yolun ne olduğunu düşünüyorsunuz?
Matt Schaefer: Faaliyette bulunmak. Henüz erken ve nasıl katılım gösterilebileceğine ilişkin oldukça çok bir dizi olanak var. Kaçınacağım bir konu en iyi veya en doğru yolu seçmeye kendimizi kaptırmaktır. Bir yol seçin ve ilerleyin. Yalnız başınıza kalmayın. Yol boyunca yeteneklerinizin ve eğilimlerinizin en iyi ne şekilde iş göreceğini öğreneceksiniz ve buna doğru yöneleceksiniz.
Kristen Sheets: Taktik sorunu önümüzdeki dört yılın en önemli tartışması olacak. Halihazırda protestoların oldukça önemli bir araç olduğunu gördük. Teknoloji açısından grev silahını masada görmek oldukça hoş olacaktır. Tarih bize dünyayı daha iyiye doğru değiştirecek taktikleri gösteriyor. Bu taktikler bizi Trump’tan kurtaracak ve ayrıca içerisinde yaşamaya ve çalışmaya zorlandığımız koşulları da değiştirecektir.
Ben Tarnoff: Epeyce yaşlı taktiklerden söz ediyoruz, protestolar, grevler, vb. Teknoloji işçilerinin teknik yetenekleri geleneksel, düşük teknolojili örgütlenmeye göre Trump’a karşı mücadelede ne kadar yararlıdır?
Matt Schaefer: Teknoloji işçilerinin deneyimli örgütleyicilerden, deneyimli örgütleyicilerin de onlardan karşılıklı öğrenmesi gereken pek çok şey var. Teknoloji işçilerinde çevrimiçi sosyal medya ve işbirliği araçlarıyla örgütlenmeye doğru bir eğilim görüyorum. Haber yayma, doğru kanalları kullanma ve insanları coğrafi olarak yayılmış gruplar halinde hızlıca harekete geçirme konusunda muhteşemler.
Diğer taraftan daha geleneksel gruplar yüz yüze gerçekten de iyi çalışıyorlar. Yürüttükleri mücadeleler bağlamında insanları nasıl ilişkilendirecekleri konusunda kendilerini eğitiyorlar. Ayrıca sahnedeki iktidar yapılarının bazılarını ve onlara nasıl yaklaşılması gerektiğini daha iyi kavrıyorlar.
Geleneksel örgütlerin teknoloji işçilerinin teknik yeteneklerine ihtiyacı var ve teknoloji işçilerinin de sokakta örgütlenmenin birikmiş tarihinden yararlanması gerekiyor. İki yönü de kapsıyor.
Kristen Sheets: Evet, iki yaklaşımın birlikte ilerlediğini düşünüyorum.
Kesinlikle geleneksel yöntemlerin yeni bağlamlara göre yenilenebileceği yollar var. Örneğin birkaç yıl önce gerçekleşen SOPA karşıtı eylemler [2] bazı açılardan bir greve veya boykota benziyordu. Sonuçta zaman zaman çalıştığını gördüğümüz bazı yaklaşımlar var. Elbette içinde bulunduğumuz koşullar çerçevesinde sürekli değerlendirmemiz ve yenilememiz gerekiyor. Örneğin San Francisco’daki 1930 genel grevini bugün tekrarlayabileceğimizi düşünmüyorum. Fakat bu geleneksel taktiklerden öğrenebileceğimiz önemli dersler var.
Ben Tarnoff: Bir grevi başarabilmek için bir sendikaya ihtiyacınız var. Teknoloji işçilerinin sendikalaşma olasılığı hakkında ne düşünüyorsunuz? Şu anki teknolojideki Trump karşıtı örgütlenme dalgasının bir sendika için zemin hazırladığını düşünüyor musunuz?
Matt Schaefer: Öyle diyemem. Ancak teknoloji işçilerinin şirket liderleri üzerinde bir baskı uygulayabilmeleri için bir araca ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. Kendi örgütlenmeleri içerisinde değişim yaratmak için de bir araca ihtiyaçları var.
Yıllardır teknoloji şirketlerindeki çeşitlilik ve katılım sorunu hakkında konuşuyoruz. Maalesef büyük şirketlerin çok azı bu konu hakkında bir ilerleme kaydetmiş gibi gözüküyor. Sanayinin sorunları oldukça bol: yaş ayrımcılığı, eşit olmayan ücretler, ayrımcılık ve veri mahremiyeti bunların yalnız bir kısmı.
Kristen Sheets: Göreceğiz. Teknoloji işçileri sendikası hakkında insanlar arasındaki tartışmalar gerçekten de heyecan vericiydi. Fakat bir takım nedenlerden dolayı uzun bir yol olduğunu düşünüyorum.
Sendikalar yıllardır saldırı altında. Trump yönetimi altında bunun düzeleceğini düşünmüyorum, daha da kötüye gidecektir.
Diğer taraftan bu seçim, teknoloji alanındaki oldukça kayıtsız bir çok insanın sistemin nasıl ve kimin için çalıştığı konusunda farklı düşünmesine neden oldu. Yeni sorular soruyorlar ve yeni talepler dile getiriyorlar. Bu ilham verici. Ve umarım ivmesini yitirmez.
Teknoloji İşçileri Birliği bu enerji etrafında altyapı ve örgütlenme kurmaya çalışıyor, böylece mücadelenin devam etmesini sağlayabiliriz. Çünkü eğer gerçekten de bir teknoloji işçileri sendikası istiyorsak, bu uzun bir mücadele olacaktır. Epey örgütlü olmaya ve bizim tarafımızda yer alacak bir çok insana ihtiyacımız var.
Ben Tarnoff: Teknoloji işçilerinin ne kadarı kendilerini, örneğin girişimci veya gelecekteki kurucu yerine işçi olarak görüyor?
Kristen Sheets: Giderek artan oradan insanların kendi koşullarının bir işçiyle aynı olduğunu kavradığını düşünüyorum. Üretimle bir girişimci veya bir CEO’ya göre oldukça farklı özel bir ilişkiye sahip olduklarının farkına varıyorlar.
Buradaki bir sorun yaygın medyada teknoloji işçileriyle teknoloji yöneticileri arasında özdeşlik kurulmasıdır. Bunu sürekli görebilirsiniz. Bir süre önce Mission’da gerçekleşen oldukça kötü bir tahliye hakkında bir haber vardı. Bir anaokulu öğretmeni kızıyla birlikte yaşadıkları daireden tahliye edilmişlerdi. Manşet “Teknoloji İşçileri Anaokulu Öğretmenini Tahliye Etti” şeklindeydi. Fakat haberi okuduğunuzda bu insanların teknoloji işçisi değil, yöneticisi olduğunun farkına varıyordunuz.
Ben Tarnoff: Önünüzdeki mücadeleye baktığınızda, Teknoloji İşçileri Birliği’ni Trump’a karşı geniş kapsamlı teknoloji örgütlenmesinin neresinde görüyorsunuz?
Kristen Sheets: Teknoloji İşçileri Birliği’nin önemli güçlü yönlerinden biri emeğe ve sınıfa odaklanması.
Bunun eşsiz olduğunu düşünüyorum. Şu anda çoğu teknoloji işçisi ve genel olarak çoğu insan, sıklıkla emek ve sınıf sorunu çerçevesindeki politikayla ilgilenmiyorlar.
Teknoloji İşçileri Birliği teknoloji işçilerini özel bir işçi türü olarak görmüyor. Ancak üretimdeki yerimizle bağlantılı olarak diğer işçilerle, salt iş yerlerimizdeki güvenlik görevlisi ve otobüs şoförü gibi hizmet işçileriyle değil bütün işçilerle, dayanışmayı geliştirebileceğimiz stratejik bir konuma sahip olduğumuzu düşünüyoruz.
Bir sorunla karşılaşan teknolojideki iyi niyetli insanlar arasındaki egemen yaklaşım bunu çözecek bir uygulama geliştireyim şeklindedir. Ve şüphesiz teknoloji muhteşem ve birçoğumuz da sorunları çözecek araçları geliştirmeyi ilginç bulduğumuz için teknoloji alanında çalışıyoruz. Ancak toplumdaki yapısal sorunlar bir uygulamayla çözülmez. Bu sorunları çözebilmek için bundan daha büyük düşünmemiz gerekiyor.
Farklı bir yaklaşım şudur: geldiğimiz noktada teknoloji her sanayi açısından çok önemli ve oldukça dar bir insan grubunca yapılıyor. Eğer kolektif olarak yapmaya karar verilirse, görece oldukça az insanla birçok şeyi durdurabilirsiniz.
Yazarlar hakkında
Kristen Sheets Teknoloji İşçileri Birliği üyesi, teknoloji işçisi ve Uluslararası Sosyalist Örgüt üyesi.
Matt Schaefer Teknoloji İşçileri Birliği üyesi ve Loconomics Kooperatifi’nde kullanıcı deneyimi tasarımcısı ve mühendis.
Ben Tarnoff teknoloji ve politika hakkında yazıyor ve San Francisco’da yaşıyor.
[1] Silikon Vadisi’nin yer aldığı San Francisco’daki bölge (ç.n.).
[2] Stop Online Piracy Act (Çevrimiçi Korsanlığı Durdur), 26 Ekim 2011’de ABD Temsilciler Meclisi’nin açıkladığı yasa tasarısıdır. Eğer kabul edilirse Amerika yasama kuruluşları ve telif hakkı sahiplerine İnternette telif hakkı ile korunan şeyleri yayınlatmama hakkı tanıyor (ç.n.).
Özgün metin: https://jacobin.com/2017/05/tech-workers-silicon-valley-trump-resistance-startups-unions